Çağımızda uluslararası ticarette sınırlar kalkmış gibi görünse de yaşanan olağandışı durumlarda bir anda sınırlar görünür hale gelebiliyor.
COVİD-19’UN HATIRLATTIKLARI
Çağımızda uluslararası ticarette sınırlar kalkmış gibi görünse de yaşanan olağandışı durumlarda bir anda sınırlar görünür hale gelebiliyor. Dünya global bir salgın (pandemi) ile karşı karşıyadır. Yeni yılın başlamasıyla birlikte dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (KOVİD 19) pandemisi nedeniyle ülkelerin gıda üretim kapasitesi, kendine yetebilirliği tekrar sorgulanmaya başlandı. Bu krizden gıda-tarım sektörünün en fazla etkilenecek alanlardan olacağı değerlendiriliyor. Nitekim; COVİD-19 salgınından en çok dış ticaret etkilenmekte, oluşan lojistik sorunlar nedeni ile dış ticaret dengesinde bozulma sinyalleri gelmektedir. Bütün bunlar tarım ve gıda sektöründe de küresel ölçekte bir kriz yaşanması endişesini beraberinde getiriyor. Pandeminin doğal sonucu olarak; lojistikteki yavaşlama, deniz ve kara taşımacılığında uygulanan sıkı sağlık tedbirleri ve bazı ülkelerin tarım ürünleri ihracatına kısıtlama getirmesi dünya genelinde gıda fiyatlarının yükselmesi eğilimini ortaya çıkarmıştır.
Çok güçlü ve ekonomisi sağlam olarak bilinen birçok ülkenin bile COVİD 19’la mücadelede hayati öneme sahip kişisel koruyucu sağlık ekipmanlarının yokluğu nedeniyle zor günler yaşıyor olması ve ülkemizden koruyucu sağlık malzemeleri talep etmesi bir kez daha ekonominin güçlü olmasının tek başına yeterli olmayacağını ortaya koydu. Sağlık alanında yaşanan temel koruyucu malzeme eksikliğinin yaşanması ilerleyen dönemlerde temel gıda ürünlerine ulaşımda da yaşanacağının bir göstergesi olarak kabul etmek gerekir. Bu nedenle yazımızda ülkemizde temel ihtiyaçların hammaddelerinden olan Buğday üretiminin önemine ve son 20 yıllık süreçteki değişimlerine ve üretimimizin iç tüketimi karşılayabilme oranlarına yani kendine yetebilirliğine değineceğiz.
Ülkemiz yüzölçümünün yaklaşık %30’u (23 milyon hektar) tarım yapılabilir özelliktedir. Bu alanın da yaklaşık 11 milyon hektarına tahıllar ekilmektedir. Tahıl ekim alanı içerisinde %67’lik payla ilk sırada buğday, %24’lük payla ikinci sırada arpa ve %5’lik payla üçüncü sırada mısır yer almaktadır. Bu ürünleri sırasıyla; çavdar, çeltik, yulaf ve tritikale izlemektedir.
BUĞDAY ÜRETİM MİKTARLARI
Buğday üretimi, ülkemizin her bölgesinde yapılmaktadır. Bu nedenle buğday, tarla ürünleri içerisinde ekiliş alanı ve üretim miktarı bakımından ilk sırayı almaktadır. Son 20 yılda buğday ekim alanları 7,3-9,4 milyon hektar arasında, üretimi ise 17,2-22,6 milyon ton arasında değişmiştir. Ülkemizde artan nüfusa paralel olarak buğday talebi de artmaktadır. Ekmek, bulgur, makarna, irmik, bisküvi, nişasta ve diğer buğdaya dayalı unlu mamuller tüketimi dikkate alındığında buğday tüketimimiz 18-19 milyon ton seviyelerindedir.
Ülkemizde buğday genellikle kuru tarım arazilerinde üretilmektedir. Türkiye 2018 yılı buğday ekim alanlarının %77’si kuru, %23’ü sulu alanlar olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ülkemiz buğday üretimi yağış miktarı ile doğrudan ilişkilidir. TÜİK verilerine göre 2015 yılında buğday üretimimiz 22,6 milyon ton olarak gerçekleşmiş iken 2018 Nisan ayında yaşanan aşırı kuraklık nedeniyle 2018 yılı buğday üretimimiz 20 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.
Son 30 yıllık üretim verilerine bakıldığında buğday üretimi 20 milyon ton seviyesinde seyrettiği görülecektir. Bir yandan ıslah çalışmalarının artmasıyla verim ve kalitede yaşanan artışlar, diğer yandan sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaşmasına rağmen üretim miktarının sabit kalmasının nedeni ise ekim alanlarının daralmasındandır. Üretim alanlarının 9.450.000 da’dan 7.300.000 da’a düşmesine rağmen verim 212 kg/da’dan 267 kg/da’a yükselmesi üretimin sabit kalmasını sağlamıştır.
ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2020 ÜRETİM YILI BEKLENTİLERİ
Ulusal Hububat Konseyi’nin 2019-2020 üretim yılı (1 Ekim 2019-31 Mart 2020) buğday değerlendirmesi raporunda; Yağış dağılımı bölgelere göre değişmekle birlikte dengeli olduğu, ekim alanlarında geçen yıla göre %3’lük artış olduğu, gübre kullanımında da bu yıl fiyatların uygun olması nedeni ile geçen yıla göre gözle görülür bir artış olduğu belirtiliyor. Raporda bundan sonraki süreçte aşırı bir değişim olmadığı takdirde buğday üretim miktarının uzun yıllar ortalamasının % 4 üzerinde gerçekleşerek 20,5 milyon ton olabileceği öngörülüyor.
YIL | EKİLEN ALAN ( HEKTAR) | ÜRETİM MİKTARI (TON) | VERİM (KG/HA) |
2001 | 9 350 000 | 19 000 000 | 203 |
2002 | 9 300 000 | 19 500 000 | 210 |
2003 | 9 100 000 | 19 000 000 | 209 |
2004 | 9 300 000 | 21 000 000 | 226 |
2005 | 9250 000 | 21 500 000 | 232 |
2006 | 8 490 000 | 20 010 000 | 236 |
2007 | 8 097 700 | 17 234 000 | 217 |
2008 | 8 090 000 | 17 782 000 | 235 |
2009 | 8 100 000 | 20 600 000 | 257 |
2010 | 8 103 400 | 19 674 000 | 244 |
2011 | 8 096 000 | 21 800 000 | 270 |
2012 | 7 529 639 | 20 100 000 | 267 |
2013 | 7 772 600 | 22 050 000 | 285 |
2014 | 7 919 208 | 19 000 000 | 243 |
2015 | 7 866 887 | 22 600 000 | 288 |
2016 | 7 671 944 | 20 600 000 | 271 |
2017 | 7 668 878 | 21 500 000 | 280 |
2018 | 7 299 270 | 20 000 000 | 274 |
2019 | 6 846 327 | 19 000 000 | 267 |
2020* | 7.051.700* | 20 500 000* | 290 |
* Ulusal Hububat konseyi Tahmini
BUĞDAY ÜRETİMİMİZ İÇ TÜKETİMİ KARŞILIYOR MU?
Ekmek, bulgur, makarna, irmik, bisküvi, nişasta ve diğer buğdaya dayalı unlu mamuller tüketimi dikkate alındığında buğday tüketimimiz 18-19 milyon ton seviyelerinde gerçekleşiyor. Buğday üretimi konusunda kendine yeterliliği olan ülkemizin TÜİK verilerine göre 2017 yılı yeterlilik derecesi %111,7’dir. Ancak bazı yıllar olumsuz iklim koşullarına bağlı olarak üretim ve kalitede yaşanan sorunlardan dolayı talep karşılanamamakta ve ithalat yapılmaktadır.
Ülkemiz tarafından buğday ithalatı yapılmasının ve ithalatın yıllar içerisinde artış göstermesinin en önemli sebebi, buğdaya dayalı mamul madde (un, makarna, bisküvi, irmik, bulgur vb) ihracatının giderek artmasıdır. Ülkemizin 2002 yılı buğday ithalatı yaklaşık 1 milyon 117 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2018 yılında ise buğday ithalat miktarı yaklaşık 5 milyon 782 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılında 3.5 milyon tona yakın un ihraç edilmiştir. Bu miktar da ithal edilen
2001 | 94,3 |
2002 | 96,4 |
2003 | 98,4 |
2004 | 106,3 |
2005 | 120,6 |
2006 | 99,8 |
2007 | 96,5 |
2008 | 94,5 |
2009 | 114,8 |
2010 | 102,2 |
2011 | 105,1 |
2012 | 98 |
2013 | 101,8 |
2014 | 89,2 |
2015 | 113,6 |
2016 | 103,8 |
2017 | 111,7 |
2018 | 100,5 |