Tarım, küresel nüfusun beslenmesinde ve sürdürülebilir kalkınmada hayati bir rol oynamaya devam ediyor. Ancak, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için zaman daralıyor ve ilerleme hızımız endişe verici derecede yavaş. Çatışmalar, iklim değişikliği, çevresel bozulma ve ekonomik şoklar, küresel gıda güvenliği ve beslenmeyi tehdit eden başlıca unsurlar olarak öne çıkıyor.
Dünyada 3.1 milyar insan sağlıklı bir diyeti karşılayamıyor. Açlık ve yetersiz beslenme, kıtalar ve ülkeler arasında dengesiz bir şekilde dağılıyor. Mevcut tarım-gıda sistemlerimiz, iklim değişikliği ve aşırılıkları nedeniyle büyük şoklara ve kesintilere karşı son derece savunmasız. Bu noktada, sucul sistemler, gıda ve beslenme güvenliği açısından giderek daha fazla önem kazanıyor. Ancak, büyüyen ve daha kentleşmiş bir nüfusu beslemek için daha fazlasını yapmamız gerekiyor.
Mavi Dönüşüm: Deniz Ürünlerinde Sürdürülebilirlik ve Gelecek
2021’de FAO, 2022-2031 Stratejik Çerçevesine dayalı Mavi Dönüşüm Program Öncelik Alanı’nı benimsedi. Bu program, sucul gıda sistemlerinin sunduğu fırsatları en üst düzeye çıkararak gıda güvenliğini artırmayı, beslenmeyi iyileştirmeyi, yoksulluğu ortadan kaldırmayı ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmayı amaçlıyor. Bu hedefler, FAO’nun iklim değişikliği, yenilik ve biyolojik çeşitlilik konusundaki temel stratejileriyle tamamen uyumlu.
Sürdürülebilir Su Ürünleri ve Gıda Güvenliği
2024 Dünya Balıkçılık ve Su Ürünleri Raporu, dünya balıkçılık ve su ürünleri kaynaklarının durumuna ilişkin daha güvenilir ve genişletilmiş veriler sunarak, sektördeki gelişmeleri ve zorlukları vurguluyor. 2022 yılında, balıkçılık ve su ürünleri üretimi 223.2 milyon tona ulaştı ve 472 milyar USD değerinde bir rekora imza attı. Bu, kişi başına yaklaşık 20.7 kg sucul hayvan gıdası sağladı ve birçok Asya ve Afrika ülkesinde hayvansal protein arzının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturdu.
Kadınların Rolü ve Eşitsizlikler
Balıkçılık ve su ürünleri sektörü, birincil üretimde yaklaşık 62 milyon kişiyi istihdam ediyor. Verilere göre, bu işgücünün yüzde 24’ü kadınlardan oluşuyor ve bunların yüzde 53’ü tam zamanlı çalışıyor. Bu, 1995’te sadece yüzde 32’sinin tam zamanlı çalıştığı döneme göre büyük bir gelişme. Ancak, sektör hala iklim değişikliği, su kıtlığı, kirlilik ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi büyük zorluklarla karşı karşıya.
Geleceğe Yatırım: Sürdürülebilir Kalkınma İçin Mavi Dönüşüm
Gelecekte, sucul gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğini artırmak için ekosistem temelli bir yaklaşım benimsemeliyiz. Bu, çevresel etkileri en aza indirgemek, hayvan sağlığını ve gıda güvenliğini sağlamak ve kaynakların verimli, çeşitli ve sürdürülebilir kullanımını içermelidir. Ayrıca, su ürünlerinin işlenmesi ve kullanımında kayıpları ve israfı azaltmak için daha fazla çaba sarf etmeliyiz.
FAO’nun 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşma sorumluluğu, özellikle SDG 14 – Okyanuslar, denizler ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı – açısından önemlidir. FAO, üyelerinin bu hedefleri uygulama, izleme ve raporlama kapasitelerini artırarak, sağlıklı ve üretken okyanuslardan sağlıklı diyetler elde etme çabalarını hızlandırıyor.
Sucul gıda sistemlerinin sunduğu büyük potansiyeli değerlendirmek için acil ve dönüştürücü eylemler gereklidir. Bu adımlar, daha verimli, kapsayıcı, dayanıklı ve sürdürülebilir tarım-gıda sistemlerine doğru ilerlememizi sağlayacaktır. Mavi Dönüşüm, sadece bugün değil, gelecek nesiller için de küresel gıda güvenliğini ve beslenmeyi iyileştirme fırsatı sunuyor.