İsmail Uğural’ın Yeni Asır Gazetesinde 02.09.2021 tarihinde yer alan yazısı:
Tarım, gıda ve orman ürünleri sektörleri Türk ekonomisinin geleceğidir.
Başka bir ifadeyle tarım, sanayidir, gıdadır, kırsal kalkınmadır, tarımsal ormancılıktır, teknolojidir, mekanizasyondur, doğru ve sağlıklı beslenmedir, gıda güvencesidir, enerjidir, ihracat ve ekonomik güçtür. Tarımın bütün bu stratejik özellikleri taşıdığı özellikle son 30 yılda küresel düzeyde daha iyi anlaşılmaya başlandı. Yanı sıra çok sayıda küresel iktisatçı ve tarım ekonomisti de, “Tarımsal gelişme ve siyasi istikrar” ilişkisine dikkat çekiyor.
TARIM VE DEMOKRASİ
İngiliz yazar Richard North daha da ileri gidiyor.2001 yılında yayınlanan, “İngiliz Tarımının Ölümü” adlı kitabında yer alan şu sözler beni hep düşündürmüştür. North şöyle diyor: “Tarih boyunca hiçbir toplum tarımsal bir temele sahip olmadan devamlılığını sağlayamamıştır. Ayrıca demokrasimizin sosyal olarak gelişmesi ve kökleşmesi de aynı temel yardımıyla gerçekleşmiştir. Tarımımızın kaderi açıkça demokrasinin kaderi ile ilgilidir. Tarımın yok olması hem ekonomimizin hem de yönetim şeklimizin, yani demokrasimizin yok olması anlamına gelir!.”
TARIM ENTELEKTÜELLERİ
On yıl kadar önce, dönemin tarım bakanı Dr. Mehdi Eker, “Türkiye’de tarımın entelektüeli yok!” demişti. Aslında Eker’in kastettiği husus, Türkiye’de tarımı bilgi ve analize dayalı konuşanların sayısının azlığı idi. Aradan küçümsenmeyecek bir zaman geçti, üzülerek söylüyorum ki, bu özlü söz hâlâ geçerli. Nedense, tarım ve gıdadan bahsederken, popülizm ve ajitasyonu seviyoruz! Oysa, “Patates tarlada kaldı, çiftçi perişan oldu,” gibi klişe ifadelerin dünyada geçerliliği yok. Bugün dünyada tarım gazeteciliği böyle yapılmıyor. Bunun yerine ‘Tarım Ekonomisi’ni konuşuyor olmalıyız. Söz gelimi, “Türkiye’de yaklaşık 24 milyon ton süt üretiliyor, bu çok büyük bir performans.
Dünyada 9’uncu, Avrupa’da ise Fransa’nın ardından ikinci sıradayız,” dedi ğimde, cevap şöyle olsa, “Evet doğru, ancak neden süt ve süt ürünleri ihracatında 300 – 400 milyon doları geçemiyoruz, bunu mutlaka tartışmalıyız.”
YA SAFSATA YA BİLİMSEL BİLGİ
Hayır, ne yazık ki öyle olmuyor. Yazılı ve görsel medya ile birlikte özellikle sosyal medyada, “Hayvancılığı bitirdiler” söylemi fazlasıyla prim yapıyor. Siz istediğiniz kadar, “Ama bu doğru değil.
Elbette bitkisel ve hayvansal üretimde çok ciddi sorunlarımız var, ancak böyle toptancı hükümler ile tartışmamız imkânsız.
Tarım, gıda ve orman ürünleri sektörlerinde siyasi ve ideolojik yaklaşımlar ile hiçbir yere varamayız. Somut rakam ve veriler farklı gerçekleri işaret ediyor,” şeklinde safsatadan uzak sadece bilimsel bilgiyi esas alan bir tartışma zemini arayışı içinde olun. Nafile çaba! Yine de, bütün samimiyetimle soruyorum! Tarımın entelektüelleri neredesiniz!?